
ET KOKUSU
Bı kardeşimizin yazısı çok ibret verici
ET KOKUSU
Çocukluğumda sadece
babam çalışır,işçi maaşıyla
evi geçindirirdi.
O zamanlarda bizim için
bayramlar en mutlu
olduğumuz günlerdi.
Özellikle kurban bayramı...
Evimize et, en iyi ihtimalle
ayda bir alınır, o da genellikle
tavuk yada kıyma
olurdu.İktisatli bir ev
hanımı olan annem,
o kadarcık et ile bir kaç
çeşit yemek yapmaya
çalışırdı.
Et ile arası çok da iyi
olmayan bir çocuktum.
Buna rağmen
Kurban bayramını iple
çekerdim.
Babam ne yapar eder
ufak yollu, parasına göre
bir hayvan alırdı,bizde et
yemiş olurduk.
O seneki kurban bayramını
asla unutamam Babam işleri
iyi gitmeyince
kurban kesememişti.
Abimle ben çok üzüldük.
Hem alışık olduğumuz
gibi bir bayram geçiremeyecek
hemde et yiyemeyecektik.
Annem üzülmememiz
gerektiğini,bizim her
sene kesmeyenlere pay
verdiğimiz gibi ,bizede
birilerinin kurban eti
getireceğini anlattı.
Abim ve ben bayramın ilk
günü sabırsızlıkla gelecek
eti beklemeye başladık.
Ancak ne kapımızı çalan,
nede et getiren oldu.
Bayramın ikinci günü
akrabalara bayramlaşmaya
gittik.Abim belki et getiren
olur, bizi evde bulamaz
diye bizimle gelmedi.
Bayramlaşmak için
girdiğimiz her evde
kesilen kurban hakkında konuşuluyordu.
Hayvandan ne kadar et
çıktığı,nasıl yağlı olduğu,
kaça aldıkları üzerine
sohbetler yapılıyor,bu sırada
da pişen etin kokusu buram
buram burnumuza geliyordu.
Ev sahibi tatlı ikram ederken
eti dinlendirdikten sonra
pişirmenin önemi hakkında bilgi vermeyi ihmal etmiyordu
ancak bize et ikram eden yoktu.
Sözün kısası o bayram
et yemek bir türlü nasip
olmadı.
Bayramın 4. günü bir komşumuz elinde bir tepsi
et ile kapımıza geldi.
O an ki mutluluğumu anlatamam.
Babam açtı kapıyı.
Komşumuz ,gelen etlerin
çok fazla olduğunu,
kendi buzdolabının dolduğunu,
boş yer varsa bizim buzluğa etlerini koymak istediğini söyledi.
Emanet etleri buz dolabına
yerleştiren babam, göz yaşlarını
saklamaya çalışsa da ben
görmüştüm.
Kurban Bayramı buzlukları doldurduğumuz ,değil kalpleri fethettigimiz bir bayram olsun.
Yazar: Meçhul

0 Yorumlar