Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TRT ortak yayınında gündemi değerlendirdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TRT ortak yayınında gündemi değerlendirdi.

Posted  461 Views updated 11 months ago

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TRT ortak yayınında gündemi değerlendirdi.

Image

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmalarından öne çıkanlar şu şekilde:

 

 

Sinan Bey’le buradaki ofisimizde bir görüşme yapmıştık. Bugün de bizi ve Cumhur İttifakı’nı destekleyeceğini beyan etti. Kendisine şahsım ve bütün yol arkadaşlarım adına teşekkür ediyorum.

Sinan Bey bizim terörle mücadele, Türk dünyası ile ilişkiler başta olmak üzere vatanımızın bekasıyla ilgili net tavrımızı çok iyi biliyor. Bu konularda en küçük tavizimiz yoktur. Olmamıştır, olamaz da.

Bu güç birliğini milletimizin ve ülkemizin faydasına olacağına inanıyorum. Açık gerçek kendilerinde üzerinde durduğu mülteciler, sığınmacılar konusu vesaire bu konuda bizler Suriye’nin kuzeyinde briket evlerden başlamak üzere şuan da 450 bin mülteci tekrar yurtlarına döndüler. Fakat şu an hedefte 1 milyon mültecinin de oralara döneceğine yönelik planımız var. Tabii bu zamanla gerçekleşecek. Kendisinin de ifade ettiği gibi güven ortamı içinde oralara dönüşü sağlama gayreti içerisinde olacağız.

Mutabık kaldığımız konulardan en önemlisi de Anayasa’nın değişmezleri 66 maddesi. Bunlar bizim kırmızı çizgimiz dolayısıyla bunlarda da mutabık kalıyoruz.

Mutabık kaldığımız konulardan en önemlisi de Anayasa’nın değişmezleri 66 maddesi. Bunlar bizim kırmızı çizgimiz dolayısıyla bunlarda da mutabık kalıyoruz.

Bir diğer konu Türk Devletleri Teşkilatı, bu konuda da başta İlhan Aliyev kardeşim olmak üzere Türk devletleriyle burada yaptığımız toplantımız vardı aynı şekilde. Bunlar da bizim yine Türk dünyası ile olan hassasiyetimizin en güzel örnekleridir.

"Afet Bakanlığı kurulabilir"

Muhalefet veya muhalif yapılar bu tür şeyler üzerinde bazı arayışlar içerisine girerler. Böyle bir talep kesinlikle olmadı. Bir Afet Bakanlığı'nın kurulması gibi bir tespiti var. AFAD var ama bu bir bakanlık boyutunda değil. Bunu bir bakanlık boyutuna çıkarmak gibi bir konu söz konusu. Bunlar üzerinde düşünülecek konular. Bir AFAD olarak değil de bir bakanlık olarak gündeme gelebilir.

Pazar gününü atlattıktan sonra mültecilerle ilgili bir planlama yol haritası çıkarılabilir. Bizim 4’lü olarak Moskova’da yapılan çalışmalar var. Bu çalışmalar içerisinde bunlar zaten gündeme alınabilir. Ne kadar kısa zamanda bu mültecileri yurtlarına gönderebiliriz bunların adımlarını da atarız.

"Türkiye’nin sınırların hiç olmadığı kadar güvende"

Yalanı tanımlamak istiyorsanız Kılıçdaroğlu’na bakmak lazım. Hayatı yalan. Bu 10 milyonu neye dayanarak söylüyorsun. Söyleyecek hiçbir şeyi yok. Bunların bütün belgeleri bizde. Nefret söylemleri ile günü kurtarmaya çalışıyor. Sorsan sosyal demokratız der ama bir haftada Nazi Almanyası’ndaki nasyonal sosyalistlerden hiçbir farkları kalmadı. Bunların tamamı anarşist. Türkiye’nin hiçbir meselesi fevri adımlarla çözülmez. Vatandaşlarımız müsterih olsun. Sınırlarımız son teknolojilerle donatılmış vaziyette. Türkiye’nin sınırların hiç olmadığı kadar güvende. Biz sığınmacıların güvenli geri dönüşlerini zaten destekliyoruz. Şimdiye kadar 560 bin sığınmacı döndü.

Kısa süre önce bakanlar seviyesinde görüşmeler oldu.

Burada da çok olumlu sinyaller alıyoruz. Bir diğer çalışmamızda sivil toplum kuruluşlarının ve kardeş ülkelerin desteğiyle yapılan bu briket evlerdir. İlk etapta 1 milyon mültecinin evlerine dönmeleri için projeleri yürütüyoruz. Ben inanıyorum ki bu insanlar da topraklarına gönüllü olarak dönecektir.

Ama ben inanıyorum ki CHP Genel Başkanı’nın dediği gibi Suriye’nin kuzeyinden askerleri çekerseniz hem güvenli olmaz hem göçler daha da artar. Kılıçdaroğlu’nun yapmak istediği Türkiye bir Boraltan Köprüsü utancını yaşasın istiyor. Bizi Ruslar öldürmesin, Ermeniler öldürmesin siz öldürün demişlerdi ya.  Şimdi de benzer bir şeyi CHP’nin çaldığı bu kara lekeyi biz Karabağ’ın kurtuluşunda temizledik. Biz bu meselede başından beri insani, İslami ve vicdani duruş sergiledik. Bir Alman kalkıp da Suriyeliyi alıyorsa, ABD alıyorsa biz neden yapmayalım?

"Linç kültürü CHP’nin ruhuna işlemiş durumda"

Bu bizim beklentimizdi. Sinan Bey’e karşı muhalif kesimin bir linç kampanyasına gireceği bizim beklentimizdi. Ama Sinan Bey duruşuyla bugün ki açıklamasıyla duruşunu ortaya koymuş vaziyette. 28’indeki milletimin duruşu Sinan Bey’in duruşuyla bütünleşerek gerekli cevaplar verilecektir.

Linç kültürü CHP’nin ruhuna işlemiş durumda. Biz özellikle sevgi kültürü hakim olsun istiyoruz. Ama CHP’de bu durum söz konusu değil.

Bay bay Kemal’in bu tür yaklaşımları tutmaz. Herkes istikametini belirlemiş durumda. Kılıçdaroğlu’nun karakterinin yapısının ne olduğunu milliyetçi kanat iyi biliyor. Bu değişmez. Kararını veren milliyetçi kesim bu atılacak adımları da atacaktır. Millet terör örgütünün uzantılarıyla yürüyenlere cevabını verdi.

"Kılıçdaroğlu milliyetçiliğin değerini anladı"

Kılıçdaroğlu bir taraftan Kandil’le irtibat halinde olacak, bir taraftan kalkıp Selo’yu çıkarmak istiyorsanız oyunuzu bize vereceksiniz diyecek. Bunu diyen Kılıçdaroğlu Diyarbakır’da 51 vatandaşımızın, Kürt vatandaşımızın ölümüne neden olan değil mi? O neden oldu. Selo’yu çıkarmak istiyorsanız oyunuzu bize vereceksiniz. Herkes bunları izledi biliyor. Her ne kadar millet düşmanı varsa CHP Genel Başkanı’na oy istediler. Hatta meydan meydan dolaşıp cezaevlerinin boşaltacaklarını söylediler. Eli kanlı caniler için dillerinden sayınlar beyler hiç eksik olmadı.

Milletim bunların oyununa gelmeyecek, ikinci turda da gerekeni yapacaktır. Tabii bir de şu var 14 Mayıs öncesinde eli kanlı teröristleri çiçek çocuk olarak gören Kılıçdaroğlu, yarış ikinci tura kaldığında milliyetçiliğin değerini anladı.

Bunlar yalanda olduğu gibi tahkiyede de bir numara. İlkesizliğin her türü bunlarda var. Milliyetçilerin adresi bellidir, o da Cumhur İttifakı'dır. Buna Sinan Bey de katılmıştır. Yerli ve milli bir anlayışla inşallah ikinci tura gireceğiz.

"Kılıçdaroğlu yalancılık huyunu herkese bulaştırdı"

Kılıçdaroğlu peşine taktıklarında da akıl ve izan bırakmadı. Yalancılık huyunu herkese bulaştırdı. Asılsız iddialarla siyaseti kirletmeye çalışıyorlar. Güya 2003-2006-2013 yılında AK Parti terörist başına af getirmek için girişimde bulunmuş. Böyle bir yalan olabilir mi? 2013 yılında tasarı bile ortada. Bu zatın tasarıyı imzaladığını söyleyen kişiler Bakanlar Kurulu üyesi bile değiller.

Bu zatın ekranda gösterdiği kanunun içeriğinden bile haberi yok. Orada şu açık şekilde belirtiliyor. Terör örgütünü sevk ve idare edenler bu konudan yararlanamazlar. Bu yalanı söyleyenler bu kanunun terörist başına uygulanamayacağını da bilmiyorlar.

AK Parti hükümetleri döneminde hiçbir şekilde terörist başını çıkarma çalışması yapılmamıştır. Bu külleyen yalandır. Milleti aldatmaya çalışıyorlar. Neyse ki milletim bunlara itibar etmiyor. Biz terörle mücadelede yeni bir konsept geliştirdik. Sınırlarımızın içinde olduğu gibi sınırlarımızın dışında da etkisiz hale getiriyoruz. Terör örgütünün çok etkili isimlerini inlerinde etkisiz hale getirdik. Yalandan geçmiş defterleri karıştırıp alacak çıkarmaya çalışıyorlar. Bizim defterimiz tertemiz buradan onlara ekmek çıkmaz.

Bunlar siyasi çiğlik örneği olarak tarihimizdeki yerini almıştır Aynı genel başkanları gibi bunlar da yalan söylüyorlar.

CHP'nin seçim gecesi 'öndeyiz' açıklaması

İşin içinde CHP yöneticileri varsa bilin ki yalan da vardır. O gece sandıktan çıkan sonuçlar CHP yöneticilerinin kimyasını bozdu. Anadolu Ajansı’nı asılsız iddialarla itam etmeye kalktılar. Daha sonuçları bile doğru düzgün açıklamayanların ülkeyi yönetmesi mümkün mü? Bizim gibi vatandaşlarımız da bunu görüyor. Pazar günü de bu tabloyu inşallah çok daha güçlü bir şekilde sandıklarda göreceğiz.

Aradan 5-5,5 puan gibi bir fark var. Bu fark bir rehavete götürürse bu yanlış olur. Sinan Bey’in bizi destekleyeceğine dair yaptığı açıklama bir güç devşirmesidir diyebilirim. Çok daha farklı bir gelişmeye vesile olacaktır. Yerli ve milli söylemin bizim söylemlerimizle bütünleşmesi sandıkların kenetlenmesine vesile olacağını düşünüyorum.

"Depremzedelere nefret söyleminin ana sorumlusu CHP Genel Başkanı"

Parlamenter demokrasi ile ilgili kampanya sürecinde bunu çok kullandılar. Ama kampanya ilerledikçe bunu konuşmadılar. Nitekim başkanlık sisteminin getirilerini çok kez ortaya koyduk. Koalisyonlarda Türkiye’nin çektiği çileleri bu sistemde çekmeyeceğini söyledik. Ama Türkiye öyle şeyler yaşadı ki 6-8-10 ayda bir Türkiye seçimler yaşadı. Bu seçimleri yaşadığı zamanda Türkiye çok kan kaybetti. Artık bizim bu kan kaybına tahammülümüz yok dedik.

Bakın deprem felaketinde bile başkanlık sistemi olmasaydı biz bu felaketin altından bu kadar seri kalkamazdık, 15 günde temelleri atmaya başladık. Defne Hastanesi’ni 3 ayda bitireceğimizi söylediğimiz zaman çıktı bir milletvekili '3 ayda ne bitiriyorsun?' dedi. İşte buyur. Defne Devlet Hastanesi’ni halkımızın hizmetine sunduk.

Defne’de yüzde 90 civarında oyu var CHP’nin, bizim ise yüzde 8. Burada CHP’nin yüzde 90 oyu var ne lüzum var diyebilirdik ama demedik. Bu ülkenin başı eğer Tayyip Erdoğan ise Cumhurbaşkanı’na yakışanı yapması lazım. Aynı şekilde Sancaktepe’de 1006 odalı hastaneyi yaptık. Avrupa’dan bir hasta gelse uçakla oraya insin oradan hastaneye geçsin diye yaptık. Bunlar üç ayı bulmadan bitirilmiş hastaneler.

Depremzedelere nefret söyleminin ana sorumlusu CHP Genel Başkanı’dır. Seçmenlerine açıkça yalan söylediler. 

Depremzede öğrencilere burs müjdesi

Yeni dönemde inşallah yurtların yapımı inşası devam edecek. Devletimizin bütün yurtlarını tesislerimizi depremzedelere açtık. Halen 30 bini deprem bölgesinde olmak üzere 132 bin kardeşimizi misafir ediyoruz. 3 öğün sıcak yemek ücreti veriyoruz.

Lise ve üniversitelere hazırlanan evlatlarımız için takviye kurslar düzenledik. Depremde yakınlarını anne, baba, çocuklar, kardeş kaybeden veya evi iş yeri hasarlı depremzede çocukların tamamına burs verilecek. Kredi almakta olanların kredileri bursa dönüştürülecek. Yurtlarda kontenjan ayrılacak ve yurtlara öncelikli onlar yerleştirilecek.

"40'a yakın vekili altın tepside hediye etti"

Kılıçdaroğlu ne diyor, ben hesap uzmanıyım diyor. Böyle bir hesap uzmanlığı olabilir mi? Pazar günü bana göre çok çok hesaplar yapılacaktır. Masa arkadaşları CHP Genel Başkanı’nı sazan sarmalına almışlar bir güzel de işletmişler. Hepsini toplasan yüzde 1’i dahi bulmayan 4 partiye 40’a yakın vekili altın tepside hediye etti. Bunu görünce SSK’yı nasıl batırdığını anlıyoruz. Siyasete atıldı şimdi CHP’yi batırıyor. İnanıyorum ki CHP seçmeni Kılıçdaroğlu’na artık yeter diyecektir.

Ülkemizi millî irade eliyle hazırlanan yeni bir Anayasa’ya kavuşturmak bizim en büyük arzumuz. Yeni dönemde en büyük gayretlerimizden biri bu konu olacak. Bir darbe dönemi ürünü olan Anayasa’dan demokrasimizi kurtarmak istiyoruz.

28 Mayıs’ta Cumhur İttifakı olarak, Erdoğan olarak çıkmamızla devran tamamen değişiyor. Yeni bir aritmetik, yeni bir yapı ortaya çıkıyor. Bu yapıda Türkiye geleceğe çok farklı bakacak.

Menfaat temelli bir birliktelik var karşı tarafta. İç kavgalar orada olacak. İlke temelli birlikteliklerde asıl olan dava arkadaşlığıdır. İnşallah pazar günü de dava kardeşliğinin birlikteliğini bizlere gösterecektir.

Türkiye’deki demokratik kazanımlarımızın birçoğunu biz manşetlerle mücadele ederek elde ettik. Millet bizim yanımızda yer aldığı sürece hepsiyle biz mücadele ederiz. Batılıların Erdoğan gitsin demesini yadırgamam. Erdoğan millidir ve yerlidir. Dikkat edin bütün batılı dergiler Erdoğan gitsin diye kapak yaptılar. IMF’yi Türkiye’den çıkardığımız için bizi istemezler.

"Saadet Partisi’nin Erbakan Hocamızın partisi olması gibi bir konu söz konusu değil"

Şu anda Saadet Partisi’nin Erbakan Hocamızın partisi olması gibi bir konu söz konusu değil. Bütün seçmenlerimize, halkımıza oyunuzu atarken dikkat edin diyorum. Bu Saadet Partisi’nin Hocamızın partisinin devamı diye bir niteliği kalmamıştır. Hocamızın partisinin başında olan kişi kalkıp da Kılıçdaroğlu'nun, affedersin anonsunu yapacak kadar zavallı duruma düşmez.

Bunlar bu duruma düştüler. Şu anda Erbakan Hocamızın oğlunun kurduğu Yeniden Refah Partisi, onunla mukayese edilemeyecek derecede çok daha farklı bir konumda. En azından kendi logosuyla girmek suretiyle 5 milletvekilliği çıkarması da bunun ne kadar onurlu olduğunu göstermiştir. Saadet ise işte Kılıçdaroğlu'nun yapmış olduğu hesap tekniklerinden almış olduğu milletvekillikleriyle herhalde yoluna devam edecek.

Yani TCG Anadolu, Kızılelma, Anka 3, Kaan savaş uçağımız, Hürjet, Atak helikopteri, Altay tankımız ve daha sayamadığım birçok yeni sistemimiz, özellikle mühimmatımız, silahımız var. Tabii bunlar onları rahatsız ediyor. Bunların hepsi, kendi savunma kabiliyetimizi artırmaya yönelik çalışmalarımız. Peki siz, bizim bu çalışmalarımızdan dolayı Azerbaycan'dan, Katar'dan, Libya'dan rahatsızlık ifadesi duydunuz mu? Hayır. Başarımızdan rahatsız olanlara baktığımızda kimin dost, kimin düşman olduğunu daha net görebiliyoruz.

"Yenilikçi hamlelerimizin önünü kimse kesemeyecek"

'Kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz' dedik ve dediğimizi yaptık. Bu hamleleri milletimizin bekası, ülkemizin geleceğini güvence altına almak için yaptık, yapıyoruz ve yapacağız. Yenilikçi hamlelerimizin önünü kimse kesemeyecektir. Birileri rahatsız oluyor, birilerinin huzuru kaçıyor diye kendi planlarımızı, programlarımızı bozamayız, bozmayacağız. Savunma sanayiimizi, özellikle belirlediğimiz planlama, program çerçevesinde yoluna devam edeceğiz ki güçlenerek yarınlara ulaşalım ama bu şu andaki muhalefetle kesinlikle yapılamaz çünkü onların böyle bir derdi yok.

Kalkıp kendi milli, yerli savunma sanayiinde 'Ona dokunacağız, buna dokunacağız.' derken bu ülke yalnız değil ki. Nereye dokunuyorsun? Kimsin, nesin sen? Böyle bir yetkiyi nereden aldın? Böyle bir şey olabilir mi? Yani bunların bir defa özellikle bu ülkenin kendi milli derdine, yerli derdine saygıları yok. İşte onlara bu cevabı vermek için, onlara bu hesabı sormak için bu pazar günü, özellikle benim halkım milli ve yerli olarak kendi savunma sanayiine, kendi ülkesini korunmasına, terörle mücadelesine sahip çıkma uğruna inanıyorum ki Cumhur İttifakı'na desteğini çok daha güçlü verecektir, Erdoğan'a desteğini çok daha güçlü bir şekilde verecektir.

"Teröristi gördüğümüz yerde imha etmekte kararlıyız"

İş terse döndüğü anda Bestler Dereler'de 5 şehidimiz oldu. Şehitlerimizin kanı yerde kalmadı, gereği yapıldı. Şehit olan kardeşlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Tüm yakınlarına başsağlığı dileklerimi iletiyorum. Hepsinin yakınlarıyla telefon görüşmelerimi yaptım. Onlara da sabırlar diledik. Karşı operasyonlarımız devam ediyor. Terör örgütü ne karar alırsa alsın biz, PKK ve uzantılarına karşı mücadelemizi yurt içi ve yurt dışında sürdürmeye kararlıyız. İnlerini başlarına yıktık, yıkıyoruz ve yıkacağız. Bu terör örgütleri pazarlık yaptıklarına karşı eylemsizlik kararı almıştır. Masa arkadaşlarına bunlar sözler verdiler. Biz kimseyle pazarlık yapmadık. Sözler vermedik. Teröristi gördüğümüz yerde imha etmekte kararlıyız.

"Kılıçdaroğlu, sırtını PKK terör örgütüne dayamıştır"

Onlarla beraber yol haritasını belirlemişlerdir. Hatta hatta video çekimleri de yapmışlardır. PKK elebaşları, 'İkinci turda da Kılıçdaroğlu'na oy vermeliyiz.' diye peş peşe açıklamalar yapıyor. Bu açıklamalar gösteriyor ki Kılıçdaroğlu, sırtını PKK terör örgütüne dayamıştır. Gücünü onlardan alıyor. Rabbim kimseyi böyle bir duruma düşürmesin. Böyle bir utanç yaşatmasın. Bu şahsın, PKK'nın saldırdığı tek siyasetçi olduğu iddiası da safsatadır.

PKK bu eyleminden dolayı çıkıp 'Hedefimiz ne CHP ne Kılıçdaroğlu idi.' diyerek özür dilemiştir. Bu kadar açık, ortada. Kılıçdaroğlu, bir askerimizin şehit olduğu o menfur saldırıyla ilgili PKK'nın adını anmaktan özenle kaçınmıştır. Daha kundaktaki bebekleri, sivilleri, kadınları, öğretmenleri katlederken bir kez olsun pişmanlık duymayan caniler, niçin Kılıçdaroğlu'ndan özür dilemiştir? CHP Genel Başkanı'nın çıkıp bunu millete dürüstçe açıklaması gerekir. Kılıçdaroğlu'nun, Kandil'dekilerle video çekimleri var. Bunları yayınladılar. 'Haydi haydi' türü. Aldınız mı? Kandil'dekilerle bu şekilde ama montaj ama şu ama bu video çekimlerini yaptılar. PKK'lılar, videolarla bunlara destek verdiler. 

"En gerçekçi anketi pazar günü milletim yapacak"

Hatay'da, Defne'de tabloları gördük. Meydanda bakıyorsun, 40 bin kişi var. Gaziantep'e geldik. Gaziantep'te, meydanda 100 bin kişi var. Şimdi, 14 Mayıs seçimleri ne yaptı? Bütün bu balon anketlere en güzel cevap oldu. Siyaseti meydanlarda, sahada milletin içinde yapan bir kişi olarak, benim için en doğru analiz meydanlardır.

Bu konuda şükürler olsun hiç yanılmadım. Gaziantep, 100 bin kişi, bunun anketle manketle izahı olmaz. Bu, çok açık, net ortada. Onun için, '28 Mayıs'ta özellikle anket yapmaya da gerek yok.' diyorum. Şimdi, bazı anket firmalarının neticeleri elimde ama ben anketler üzerinden değil. Diyorum ki 'En gerçekçi anketi pazar günü benim milletim yapacak.' Nerede yapacak? Sandıklarda yapacak. Rabbimden, 28 Mayıs'ta bu aziz millete 5 yıl daha hizmet etme şerefini bizlere nasip etmesini diliyorum. Biliyorum ki benim milletim en doğru olanı yapacaktır. Bu millet, aldatılmaya layık değil. Dürüst bir neticeyle bu işi noktalamak ve ondan sonra 21-22 yılın tecrübesini inşallah milletime yeniden aktarmaya nail olalım.


Your reaction?

0
LOL
0
LOVED
0
PURE
0
AW
0
FUNNY
0
BAD!
0
EEW
0
OMG!
0
ANGRY
0 Comments